BAKARA-11
07.08.2019 22:21
AÇIKLAMA
Fesatın muhtevası, Rad Suresinin 25, Hac Suresinin 8 ve Mu'min Suresinin 56. âyet-i kerimelerinde verilmektedir. Müfsidler, Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için Allah'ın âyetlerinden gâfil ve Allah'a asi olan bu ilimsizler, Allah'ın emrini yerine getirmeyerek hidayetçiye tâbî olmazlar. Sadece kendileri emirleri yerine getirmeyerek cehenneme gitmenin ötesinde, Kur'ân-ı Kerim gibi nurlu bir kitab'a dayanmadan el yazması kitaplardan verdikleri yanlış dîn bilgilerini diğer insanlara öğretip milyonlarca insanın da cehenneme gitmesine sebep oldukları için onlar yeryüzünde fesat çıkaranlardır: Allahû Tealâ bu faydasız ilim sahiplerinden Allah'a sığınmamızı Mu'min-56'da emrediyor.
Onlar, misaklerinden sonra (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini teslim edeceklerine dair ezelde Allah'a misak verdikten sonra) Allah'ın ahdini bozarlar (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim etmezler). Ve Allah'ın, O'na (Allah'a) ulaştırılmasını emrettiği şeyi keserler (ruhlarını Allah'a ulaştırmazlar). Ve yeryüzünde fesat çıkarırlar (başka insanların da Sıratı Mustakîm'e ulaşmalarına mani oldukları için fesat çıkarırlar). Lânet onlar içindir. Ve yurdun kötüsü (cehennem) onlar içindir.
Ve insanlardan (öyle) kimseler vardır ki; bir ilme, bir hidayetçiye ve nurlu (aydınlatıcı) bir kitaba sahip olmaksızın Allah hakkında mücâdele eder.
Muhakkak ki, kendilerine gelmiş bir sultan (delil) olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında mücâdele edenlerin sinelerinde sadece (Allah'a) ulaşamayacakları bir kibir vardır. Artık Allah'a sığın, muhakkak ki O, en iyi işiten ve en iyi görendir.
BAKARA-11
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لاَ تُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ قَالُواْ إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ
Ve izâ kîle lehum lâ tufsidû fîl ardı, kâlû innemâ nahnu muslihûn(muslihûne).
Onlara (Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için, kalpleri engelli ve başkalarını hidayetten men ettikleri için Allah'ın hastalıklarını artırdığı insanlara): “Yeryüzünde fesat çıkarmayın (başkalarını Allah'ın yolundan men etmeyin)!” denildiği zaman: “Biz sadece ıslâh ediciyiz.” dediler.
Kelime kelime anlamı |
||
1. |
ve izâ |
: ve o zaman, olunca |
2. |
kîle lehum |
: onlara ..... denildi |
3. |
lâ tufsidû |
: fesat çıkartmayın |
4. |
fî el ardı |
: yeryüzünde |
5. |
kâlû |
: dediler |
6. |
innemâ |
: ancak, sadece |
7. |
nahnu |
: biz |
8. |
muslihûne |
: ıslâh ediciler, ıslâh edenler |