Hz. İbrahim’in Hanif Dini’nde Birleşmeye DAVET
Hz. İbrahim’in Hanif Dini’nde Birleşmeye
DAVET
Günümüzde içinde bulunulan durum Dünya düşman fırkalara ayrılmıştır!
Halbuki; Allahû Tealâ’nın verdiği emir son derece nettir: Dînde fırkalara ayrılmayın!
Dünyamızın bugün içinde bulunduğu durum açıkça bir hercümerc ortamını ifade etmektedir. Bu hercümerc ortamı insanların dînde fırkalara ayrılmalarından kaynaklanmaktadır. İnsanların dînde fırkalara ayrılmalarına sebep olan ise şeytandır. Şeytanın bundan muradı her fırkadaki grubun, kendisinin dışındaki bütün gruplara düşman olmasını sağlamaktır. İnsanlık tarihi boyunca, iblisin en çok üzerinde durduğu ve başarı kazandığı konu düşmanlıktır.
Yapılan bir araştırmada dünya üzerinde 72 inanç türü tespit edilmiştir. Şu anda her dînin mensubu kendi dîninin en doğru olduğunu, diğerlerinin yanlış yolda olduğunu düşünmektedir. Hattâ, her dînin içinde bile bir grup insan, kendi dîninin dışındaki diğer dînlerin mensuplarını kendisine düşman saymaktadır ve bu düşmanlığı körüklemekle meşguldür. Her dînin içinde bu tarz insanlar ne yazık ki vardır. Bir kısmı da sadece düşüncede kalmayıp bunu aksiyona taşımak suretiyle terörist davranışlarda bulunarak masum insanların kanlarını dökmektedirler.
Hanif Dîninden Başka Bir Dîn Yoktur!
Günümüzde hanif dîninin gereği olan dostluğun ve yardımlaşmanın, kısaca saadetin yaşanması gerekirken; düşmanlıkların ön plana çıkarak dünya barışını tehdit eder hale gelmesi, Allah’ın insanlar için vazettiği hanif dîninin yaşanmadığını göstermektedir.
Bütün insanları yaratan, hepsine akıl veren Allah, bütün akılları tatmin edecek hukuku da belirler. İnsan haklarına riayetin en güzeli Rabb’imizin hudutlarına herkesin uymasıdır.
Allahû Tealâ, bütün insanları Allah’ın katındaki tek dîn olan hanif dîninin gereklerini yaşayabilecek olan özellikte yaratmıştır. Dîni yaratan da Allahû Tealâ, insanı yaratan da Allahû Tealâ ’dır.
30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
Öyleyse vechini hanif olarak dîne (dînin kayyum olmasına) ikame et (kıyamda tut). Allah’ın o fıtratıyla ki, (Allah) bütün insanları (hanif) fıtratı ile yarattı. Allah’ın yaratmasında (ne dînde ne de hanif fıtratında) değişiklik olmaz. İşte bu kayyum olan (ezelden ebede kadar kıyamda kalacak, devam edecek) dîndir. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.
Allahû Tealâ’nın verdiği emir son derece nettir:
“Hz. İbrahim’in hanif dînini yaşayın. Dînde fırkalara ayrılmayın!”
42/ŞURA-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
Dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiğimiz (farz kıldığımız) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldık. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine hidayet eder (ulaştırır).
6/EN’AM-161: Kul innenî hedânî rabbî ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin) dînen kıyamen millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne).
“Muhakkak ki; Rabbim, beni hanif olarak Sıratı Mustakîm’e, kıyâmete kadar ayakta kalacak olan Hz. İbrâhîm’in milletinin dînine hidayet etti.” de. Ve o, müşriklerden olmadı.
34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mu'minîn(mu'minîne).
Şeytan, insanlar üzerindeki vaadini yerine getirdi. Mü'minlerden ibaret bir tek fırka hariç hepsi, iblise tâbî oldular.
Evet; Sadece Hz. İbrâhîm’in HANİF DÎNİ vardır!
Medeniyetler ittifakı ve Dünya barışı için tek çözüm:
HANİF DÎNİNDE BİRLEŞMEK..
İslâm diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur!
Hıristiyanlık diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur!
Musevilik diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur.
Bunun dışındaki hiçbir fırkanın da, hanif dîninden ayrı bir dîni olamaz. Kısaca; dînler yoktur, sadece bir tek din vardır. O din, Hz. İbrâhîm (A.S)’in hanif dînidir. O din; Hz. Âdem (A.S)’in, Nuh (A.S)’ın, Hz. Musa (A.S)’ın, Hz. İsa (A.S)’ın dînidir. O din, Hz. Muhammed (S.A.V)’in dînidir. O dîn bugün de bütün insanlığın dînidir.
Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân-ı Kerim’de, Hz Musa AS ve ona tabi olanlarin, Hz İsa AS ve ona tabi olan havarilerin ve Hz Muhammed SAV efendimiz ve ona tabi olan sahabenin yaşadığı 7 safha ve 4 teslimden oluşan hanif dini emir olunmaktadır.
Bu din üç esası ihtiva eder:
1. Tek Allah’a inanmak (vahdet),
2. Allah’a ulaşmayı dileyenlerin oluşturduğu tek bir cemaat meydana getirmek (tevhid)
3. Ruhu, fizik vücudu, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmek.
Öyle ise, bütün dînlerin birleşmesi Allah’ın emridir ve şarttır. Hanif dîninin emrettiği sulh ve sükûn dizaynı içerisinde, Allah’ın dostları olarak bir olmak, beraber olmak, birbirimize kucak açmak, geleceği birlikte kucaklamak şiarımız olmalıdır! Hepimiz barışın, dostluğun ve sevginin temsilcileri olmalıyız…