ALLAH’A MÜLAKİ OLMAK=ALLAH’A ULAŞMAK

ALLAH’A MÜLAKİ OLMAK=ALLAH’A ULAŞMAK

ALLAH’A MÜLAKİ OLMAYI (RUH’UNU ÖLMEDEN EVVEL ULAŞTIRMAYI) DİLEMEYEN HİÇ KİMSE KURTULUŞA EREMEZ!..
                 

 

ALLAH’A MÜLAKİ OLMAK=ALLAH’A ULAŞMAK
   Mülaki fiili; lam,kaf,ye harflerinden oluş’an likaye kökündendir.Lügat anlamı; Kavuşmak.ulaşmaktır.   
Kur’anı kerimde Allah’ın farz kıldığı ayetlerde Allah ismiyle,rab ismiyle beraber kullanılmıştır.Kur’an da açık olarak “Allah’a mülaki olmanın (Allah’a ulaşmanın),Kişinin arzusuna bağlı olarak bu dünya hayatını yaşarken gercekleştirilmesinin” Açıkca belirtilmiş olmasına rağmen,nerede MÜLAKİ kelimesi gecmişse;”Ölümden sonra Allah’ın huzurunda haşrolunmak”olarak  Meallendirmişlerdir.Önce Allah’ın bu farz emrini ancak “Yaşarken gercekleştirmek mecburiyetinde olduğumuzu”İspat edelim.
   Bir defa bu ulaşma;”ALLAH’A ULAŞMADIR” Meallendirenler ise,bunu “ALLAH’IN HUZURUNDA HAŞROLUNMAK”Olarak almışlardır.Ulaşacak olan “RUH” tur.Zira Allah’tan inasana üflenmiştir.Ölüm ile yine Allah’a ulaşacak olan“RUH”tur ama kişinin iradesi dışında.Onun için Allah’ın emri,sadece kişi hayatta iken gecerlidir.
Ankebut/5- Fe men (artık kim) kanu yercu (olmayı arzu ederse-arzusunda olursa) likaallahi (Allah’a mülaki-Allah’a kavuşmayı) fe inne (artık şüphesiz) ecelallahi leat (Allah’ın onu kendine ulaştırma zamanı gelecektir.) Ve hüvessemiün aliym (muhakkakki Allah-o kişinin talebini- işitir ve bilir)
   Bu ayette kişi serbest iradesi ile talep edecek Allah’ta karşılığında kendisine ULAŞTIRACAKTIR.Eger  bu ulaşma Allah’ın huzurunda toplanmak olsaydı o zaman Arzu etmeyenler huzurda toplanmayacaklardı.Hadis-i Şerif te bu ayet parelelindedir.
“Kim Allah’a kavuşmayı severek arzu ederse Allah da ona kavuşmayı severek arzu eder. Kim Allah’a kavuşmayı hoş görmezse, Allah da ona kavuşmayı hoşgörmez.Buhârî 12/2043)
***Ey insanlar,ölmeden önce gafleti bırakın Allah’utealaya mülaki olun ve tövbe edinki Allah’a kul olasınız.Sizi oyalayıcı işleriniz coğalmadan Salih amel işleyiniz.Allah’ıçok zikredin rabbinizin rızasını kazanın.Böyle yaparsanız “rızkınız bollaşır,yardımgörürsünüz ve eksiklikleriniz tamamlanır”( Sünen ibnimace;T.Gz.dini t. sözlüğü)
Kehf/110- Fe men (artık kim) kanu yercu (olmayı arzu ederse) likae rabbihi (rabbine mülaki-rabbine ulaşmayı) felya’mel (o zaman işlesin) amelan salihan (nefs ini tezkiye eden-nefsini ıslah eden)
   Bu ayette de Allah’a ulaşmak, “Salih amael işleme-Nefs tezkiyesi” ile mümkün olma şartı  getirilmiştir.Eger ölümden sonra Allah’ın huzurunda toplanma olsaydı;Salih amel işlemeyen o toplantıya katılmayacaktı.Dolayısıyla  kişinin dünya hayatını yaşarken ALLAH’A ULAŞMASI Kesindir.Bu hususta yakın geçmişte yaşamış olan evliyalardan M.Zahid Kotku Hazretleride, K.S.Eserin adi:Tasavvufi Ahlak. Allahu tealaya mülaki olmak icin muhabbet ve istiyak üzere olup Salih ameller üzeri Hak Celle va Alaya mülaki olmayi arzu ve ümit eyleye. __Hak Celle ve Alaya mülaki olmayi isteyen herkese yakisan sey Ameli salihdir.Buyurmuştur.
84 / İNŞİKAK – 6 : Yâ eyyuhel insânu inneke kâdihun ilâ rabbike kedhan fe mulâkîh(mulâkîhı).
Ey insan! Muhakkak ki sen, Rabbine doğru (yola çıkarak) cehd ile (nefsinle) cihad edersin. Sonunda O’na mülâki olursun (ruhunu Allah’a ilka edersin, ulaştırırsın).
   Bu ayette de yine Allah’a ulaşmanın şartı olarak “CİHAD” yani Nefs tezkiyesi getirilmiştir.
   Allah’ın dininin TEMELİ İMAN’DIR.İmanın da olmazsa olmaz şartı “ALLAH’A MÜLAKİ OLMAYA-(Ölmeden evvel ruh’un ulaşmasının var olduğuna,farz olduğuna kişinin kendisinin de bu talebi gerçekleştirerek MÜ’MİN olabileceğine) İMAN ETMETİR”
Hud/29- ..Ma ene bitarillezine amenu (ben o iman etmiş olanları yanımdan kovamam) innehüm (şüphesizki onlar) mülaku rabbihim (rablaerine mülaki olacak olanlardır-rablerine ulaşacak,kavuşacak olanlardır) eraküm kavmen techalun(sizi cahil bir millet olarak görüyorum.
    Hud/29 da Allah’uteala mülaki olmanın (Allah’a ulaşmanın,kavuşmanın) dünya hayatında olacağını ölümle veya kıyametten sonra olmayacağına acıklık getirmiştir.Cahil olan kavmin bunların dışında tutulduğunuda tefrik etmiştir.
   Aynı istikamette hadis-i Şerif (Cibril Hadisi): Buhari.1.cild.47.hadis;(Cibril hadisi,Müslim.1.cild 63.tirmizi 1.cild 60 ta da zikredilmiştir)
Cebrail as soruyor;İman nedir ?-;Allah’a,Meleklerine,Allah’a mülaki olmaya (Allah’a ulaşmaya),Resullerine ve öldükten sonra dirilmeye inanmaktır.
   Demekki burada da İmanın şartlarından birisi de “ALLAH’A MÜLAKİ OLMAYA-O’NA ULAŞMAYA” İNANMAKTIR.Bunun aksini düşünmek,ALLAH İLE SAVAŞA GİRMEK demektir. Böyle mantıksız şey olurmu ? Aklınızı başınıza alın ve “Allah’tan yardım dileyin”gerekirse bu hususta Allah’a bir dilekce yazın “hacet namazı ile o sizlere mutlaka yardım edip idrak ettirecektir.Bu sözümüz tabiî ki herkese değil sadece “ESKİ ALİMLER BÖYLE SÖYLEMİŞLER şimdi biz onlarımı değiştirelelim”diyenleredir.Ya Allah’a inanacaksınız ya da HEVA ve HEVESİNİZE,ya Allah’ı “İLAH”edineceksiniz ya da “NEFS’İNİZİ”
   Ama yine de”bu böyle değil falan alim bunu böyle söylememiş filan alim buna başka acıklık getirmiş”diyebiliyorlarsa onlara da diyecek bir sözümüz yok çünkü biz ALLAH’IN DİNİNDEN bahsediyoruz.Onların ve babalarının dininden değil.Onlar babalarının atalarının dini üzerine yaşasınlar.
2 / BAKARA – 170-171 : Ve onlara: “Allah’ın indirdiği şeye tâbî olun!” denildiğinde; “Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yola) tâbî oluruz.” dediler. Ve eğer, onların ataları hiçbir şeyi akıl etmiyor ve hidayete ermemiş olsalar bile mi? O inkâr edenlerin (kâfirlerin) hali, haykırması sebebiyle bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen (anlamayan) kimsenin durumu gibidir. (Onlar) sağır, dilsiz ve kördürler. Bu yüzden onlar akıl edemezler (idrak edemezler).
5 / MAİDE – 104 : Ve onlara: “Allah’ın indirdiğine (Kur’ân’a) ve Resûl’e (itaate) gelin.” denildiğinde; “Babalarımızı üzerinde bulduğumuz şey (din) bize yeter (kâfi)” derler. Ya onların babaları (bu gerçeklere ait) bir şey bilmiyorlarsa ve hidayete ermemişlerse de mi…?
31 / LOKMAN – 21 : Ve onlara “Allah’ın indirdiği şeye (Kitaba) tâbî olun!” denildiği zaman: “Hayır, babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye  tâbî oluruz.” dediler. Ve şeytan onları, alevli ateşin (cehennemin) azabına çağırıyor olsa da mı?
   Kıyamette Allah’ın huzurunda haşrolunmak bizim irademize bağlı olmadığı aşağıdaki ayetlerde yeralmış.
6 / EN’AM – 22 : Ve o gün hepsini haşredeceğiz sonra ortak koşanlara: “Zanda bulunmuş olduğunuz ortaklarınız nerede?” diyeceğiz.
15 / HİCR – 25 : Ve muhakkak ki; senin Rabbin, O, onları haşreder (huzurunda toplar). Muhakkak ki; O, Hakîm’dir, Alîm’dir.
19 / MERYEM – 85 : O gün muttakileri (takva sahiplerini), Rahmân’ın huzurunda izzet ve ikramla haşredeceğiz (toplayacağız).
20 / TAHA – 102 : O gün ki, sur’a üfürülür. Ve mücrimleri, o izin günü morarmış olarak haşredeceğiz (toplayacağız).
Allah’a mülaki olmayı arzu edenlerle (Allah’a ulaşmayı dileyenlerle) ilgili ayetler’e parelel EVLİYALARIN sözleri ve hadis’i şerifler:
Deylemi;Ebrar (beraat eden-cennetlik olan) bana mülaki olmayı istiyor (Allah’a ulaşmayı diliyor) ben de onları çok istiyorum.

ALLAH’IN ZATINI DİLEMEK VE ULAŞMAK
ABDULKADİR GEYLANİ HZ İLAHİ ARMAĞAN KİTABINDAN
Hak yolunu sana göstermek ve seni yalnız, Hakk’ın vechini dileyenlerin safına katmak istiyorum. Sizler heves peşindesiniz. Ciddî meseleleri ele aldığınız yok.
Allah’ım beni ve onları zatına ulaştır. Sana dönmeyi nasip eyle. Onların nifak ve şirk bağından bizi kurtar.
Diğer âyet-i kerimede ise şöyle anlatıldı:
“Yalnız O’nun vechini dilerler.” (el-Kehf, 18/28)
Bahtiyar olana kudret eli gelir; Hak’tan gayri bilinen bütün varlıktan onu kurtarır.
O el, bir gün sana da gelir; kolundan tutar, velayet makamına yerleştirir. Yolculuğun biter, sülûkün sona erer. Bulacağını bulursun. Dünya sana koşar. Âhiret de onun peşinden… Her ikisi de sana hizmetçi olur. Hiç bir darlık bilmeden makamında kalırsın.
Sâlih kullar, o kapıdan içeri girince hiçbir gözün görmediği, kulağın işitmediği, beşer kalbinin hatırlamasına imkân olmayan kutsî varlıklar görür, şöyle duaya başlarlar: “Allah’a hamd olsun; Zât’ından ayrı kalma üzüntüsünü bizden aldı. Aramızdaki perdenin verdiği kederi kaldırdı. Bizi Zât’ı için seçti, yakınlığına erdirdi. Bilhassa Zât’ından gayri şeylerle meşgul olma derdini bizden aldı. Bizi bütün fâni varlıklardan beri edip Zât’ı ile olmayı nasip ettiği için Allah’a hamd olsun; Rabb’imız hem Gafûr, hem de Şekûr’dur. Yaratan’ımız, hatalarımızı bize göstermeden silerve yaptığımız az kulluğa karşı bol iyilik eder.”
Sizden kim olursa olsun, ortalığı gece karanlığı kapladığı zaman, halkın sesi çekildiği ve uyudukları anda kalksın. Abdest alsın ve iki rekât namaz kılsın. Ve desin: “Allah’ım, kullarından sâlih olan, Zât’ına yakınlık bulan birini bana göster. O, beni Sana iletsin ve Zât’ına varan yolu göstersin.

ALLAHA TALİP OLMAK
Bunun gibi o temiz kalp kimde olursa Hakk’a dair hatıra onu sarar. Hakk’ın fikri, zikri sende olursa kalbin Hak yakınlığı ile dolar ve şeytanî arzu, heves kaçar gider. Dünyalık şeyler de sende kalmaz.Her şeyin kendine göre hatıraları, düşünceleri var. Dünyanınki ayrıdır. Âhiretin de kendine has düşündürücü şeyleri var. Malın, mülkün, nefsin ve kalbin de hatıraları var. Hak Teâlâ’nın hatırası hepsinden üstündür.EY CANDAN HAKK’a TALİP olan, bütün hatıraları atıp Hak hatırası ile kalmaya muhtaçsın.
ABDULKADİR GEYLANİ HZ İLAHİ ARMAĞAN KİTABINDAN 61.MECLİS Bu konuşma, medresede yapıldı.
Konuşma tarihi: Hicrî, 20 Recep 546, Milâdî 1151

ALLAH’a DÖNÜŞ DÜNYADAYKEN OLUR VE PEK AZ KİŞİ BUNU YAŞAR
Allah yolcularının darlığı geçmez. Sancıları dinmez. Gözleri aydın olmaz. Musibetleri eksik olmaz; ta Hak Teâlâ’ya kavuşuncaya kadar. Hak Teâlâ’ya kavuşmaları iki yönden olur: Biri dünyada, öbürü âhirette. Kalp ve sır âlemi ile dünyada Hakk’a vasıl olan azdır. Âhirette bütün varlıkları ile O’na kavuşurlar. Kavuşan rahat ve huzura erer. Ama önceleri, ağlamakla sızlamakla geçer.
ABDULKADİR GEYLANİ HZ İLAHİ ARMAĞAN KİTABINDAN 28. MECLİS
Bu konuşma Ribât’ta yapıldı.
Konuşma tarihi: Hicrî 9 Cemâziyelâhir 545, Milâdî 1150.

M.ZahitKotkuK.S:TasavvufiAhlaki
Allahu tealaya mülaki olmak icin muhabbet ve istiyak üzere olup, Salih ameller üzeri Hak Celle va Alaya mülaki olmayi arzu ve ümit eyleye.Hak Celle ve Alaya MÜLAKI OLMAYI ISTEYEN herkese yakisan sey Ameli salihdir.
Said-i Nursi Hz.lerinden:
ONÜÇÜNCÜ REŞHA: Acaba bütün efâzıl-ı benî-Âdemi arkasına alıp, Arz üstünde durup, Arş-ı âzama müteveccihen el kaldırıp dua eden şu şeref-i nev-i insan ve ferîd-i kevn ü zaman ve bihakkın fahr-ı kâinat ne istiyor? Bak dinle: Saadet-i ebediye istiyor, beka istiyor, LIKA istiyor, Cennet istiyor.(19söz.Orjinal Sayfa: 88)
Ey nefsim! Mâdem öyledir, sen dahi kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki: “Fâniyim, fâni olanı istemem. Âcizim, âciz olanı istemem. Ruhumu Rahman’a teslim eyledim, gayr istemem (Said-i Nursi-i Hz.Sözler/26.söz)
…cenab-ı hakkın zatını ve esma ve sıfatlarını sevmek için verilmiş sonsuz sevmek hissini dünyaya ve nefsine sarfeden bu sebeble ahiretten gaflete düşen insanın şu fıtratındaki sonsuz sevmek hissini hakiki sahibine tevcih edebilmesi için bir manevi terbiyeye ihtiyaç vardır. bu ihtiyaca cevab veren ve şu muhabbetin yüzünü mana-yı ismiden mana-yı harfiye ınkılab ettirecek olan ise bütün davranış ve harekatıyla sünnet-i seniyeye ayinedarlık eden, onu gösteren insan-ı kamillere teveccüh etmektir.
Ehl-i tarîkat ve hakikatça müttefekun aleyh bir esas var ki: Tarîk-ı Hak’ta sülûk eden bir insan, nefs-i emmaresinin enaniyetini ve serkeşliğini kırmak için lâzım gelir ki; nazarını nefsinden kaldırıp şeyhine hasr-ı nazar ede ede tâ fena fi-ş şeyh hükmüne gelir. “Ben” dediği vakit, şeyhinin hissiyatiyle konuşur ve hâkeza.. tâ fena fi-r resul, fena fillaha kadar gider.
Sikke-i Tasdik-i Gaybi ( 149 ) Lem’alar ( 162 )
Öyle ise, herbirimiz istidadımıza göre o muhabbet cazibesiyle sülûk edeceğiz. Sözler ( 339 )
   Buhari.4.cild.575.hadis;Peygamber(SAV) teheccüd namazındaki duası,”Ya rabbi sana mülaki olmak haktır”
Buhari.1.cild.47.hadis;(Cibril hadisi,Müslim.1.cild 63.tirmizi 1.cild 60 ta da zikredilmiştir)Cebrail as soruyor;”iman nedir ya reslullah? Peygamber(sav) efendimiz; İman odurki;Allah’a,meleklerine,o’na(Allah’a)mülaki olmaya.resullerine ve öldükten sonra dirilmeye iman etmektir.
Buhari.12.cild.2043. hadis;Kim Allah’a mülaki olamaya muhabbet ederse(severek arzu ederse) Allah ta ona muhabbet besleyerek kendisine mülaki kılar(ulaştırır).Kim de Allah’a mülaki olmayı kerih görürse (arzu etmezse-yok böyle bir şey derse) Allah ta onu kerih görür kendisine mülaki kılmaz (ulaştırmaz)
Sünen ibnimace;(Türkiye gazetesi dini terimler sözlüğü)Ey insanlar,ölmeden önce gafleti bırakın Allah’utealaya mülaki olun ve tövbe edinki Allah’a kul olasınız.Sizi oyalayıcı işleriniz coğalmadan Salih amel işleyiniz.Allah’ıçok zikredin rabbinizin rızasını kazanın.Böyle yaparsanız “rızkınız bollaşır,yardımgörürsünüz ve eksiklikleriniz tamamlanır”.
Nasuhul ibat“Allah’ım sana mülaki olmaya (Yaşarken sana ulaşmaya)iman eden,kaderine razı olan verdiğine kanaat eden nefs-i mutmaine isterim”
    Hadis No: 4132.kutubi sitteTanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Allah Teala Hazretleri diyor ki: “Ey Ademoğlu! Sen bana dua edip, (affıma) ümid ettikçe ben senden her ne sadır olsa, aldırmam, ben seni affederim. Ey Ademoğlu! Senin günahın semanyn bulutları kadar bile olsa, sonra bana dönüp istiğfar etsen, çok oluşuna bakmam, seni affederim. Ey Ademoğlu! Bana arz dolusu hata ile gelsen, sonunda hiç bir şirk koşmaksyzın bana mülaki olursan( kavuşursan), seni arz dolusu mağfiretimle karşılarım.”
Riyazüssalihin/6.cild.228Yüce Allah kulunu “dünya ile kendisine mülaki olma arasında serbest bıraktı”.Cenneti isteyen kul da o’na mülaki olmayı secti.
Camiussagir (hadisi kudsi)Cebrail kardeşim bana şöyle dedi;”Allah şöyle buyuruyor,ben dünyaya,dostlarım için ACI,BULANIK,DAR VE SIKINTILI olmasını vahyettim taki bana ulaşmayı dilesinler.
***Ecel beden evini yıkmadan, biz beden evini yapana kavuştuk. Allah’a hamdolsun, biz “Ölümden evvel ölünüz!” sırrına mazhar olduk.
MEVLANA HZ DİVANI KEBİR (c. IV, 1670)758
   Allah’a mülaki olmayı(Allah’a olaşmayı-ona bu dünya hayatında kavuşmayı) inkar edenlerin,arzu etmeyenlerin akibetlerinin ne olacağını acıklayan ayetler.
6 / EN’AM – 31-32 : Kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâh(likâillâhi) hattâ izâ câethumus sâatu bagteten kâlû yâ hasretenâ ……
Allah’a mülâki olmayı (ölmeden evvel, dünya hayatını yaşarken ruhunu Allah’a ulaştırmayı) yalanlayan kimseler hüsrana düştüler. O saat aniden onlara gelince, sırtlarında yüklerini taşıyarak: “Orada (dünyada) aşırı gittiğimiz şeyler üzerine (günahlar sebebiyle) bize yazıklar olsun.” dediler. Yüklendikleri şey ne kötü, (öyle) değil mi? Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu, takva sahipleri için elbette daha hayırlıdır. Hâlâ akıl etmez misiniz?
10 / YUNUS – 15 : Ve izâ tutlâ aleyhim âyâtunâ beyyinâtin kâlellezîne lâ yercûne likâena’ti bi kur’ânin gayri hâzâ ev beddilh(beddilhu),…
Ve onlara âyetlerimiz, delillerle okunduğu zaman Bize ulaşmayı dilemeyen kimseler şöyle dedi: “Bize bundan başka bir Kur’ân getir veya O’nu değiştir.” De ki: “O’nu, kendi nefsimden (bir şey) ilka ederek benim değiştirmem olamaz. Ben ancak bana vahyolunan şeye tâbî olurum. Şâyet Rabbime asi olursam muhakkak ki ben, büyük günün azabından korkarım.”
10 / YUNUS – 11 : …fe nezerullezîne lâ yercûne likâenâ fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).
Ve eğer Allah onların hayrı acele istemeleri gibi insanlara şerr için acele etseydi, elbette onların ecelleri yerine getirilirdi (kaza edilirdi). Fakat (hayatta iken) Bize ulaşmayı dilemeyen kimseleri, isyanları içinde şaşkın bırakırız.
A’RAF/186-Allah kimi dalâlette bırakırsa, artık onun için bir hidayetçi (hidayete erdiren) yoktur. Ve onları azgınlıkları (isyanları) içinde şaşkın (bir halde) terkeder (bırakır).
Yunus/11 ile A’raf/186 yı birleştirdiğimiz zaman!..
Allah’a MÜLAKİ olmayı arzu etmeyenler=AZGINLARDIR.
DALALETTE OLANLAR                            =AZGINLARDIR.
 İkinci Tarafları eşit olanların Birinci tarafları da eşittir.O zaman!…
Allah’a MÜLAKİ OLMAYI Arzu etmeyenler=DALALETTEDİR”
Dalalette olanlar da,Azgınlar (Gavinler) da Cehennemliktirler.
Yasin/62,63- Ve andolsun ki sizden birçoklarını dalâlette bıraktı. Hâlâ akıl etmez misiniz? Size vaadedilmiş olan cehennem (işte) budur.
Kamer/47,48- Muhakkak ki mücrimler (suçlular), dalâlet ve çılgınlık içindedir. O gün yüz üstü (sürünerek) ateşe sürüklenirler. “Sekarın (alevli ateşin) dokunuşunu tadın!” (denir).
HİCR/42,43,44-Azgın olanlardan (iğvaya düşürdüklerinden) sana tâbî olan kimseler hariç, muhakkak ki; benim kullarım üzerinde senin bir sultanlığın (gücün) yoktur.Ve onların hepsine vaadedilen yer, elbette, mutlaka cehennemdir.Onun (cehennemin) 7 kapısı vardır. Her kapı için onlardan taksim edilmiş (bölünmüş) bir grup vardır.
Bu günkü İslam tatbikatına göre yaşayanların Allah’ın ayetlerini(bu ayet böyle demiyor diye) ve o’na mülaki olmayı inkar etmeleri neticesindeki durumlarını Allah’uteala nasıl acıklıyor.
18 / KEHF – 103-104-105-106 :…Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum….
De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?”
Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.
 (Âyetlerimi) örtmeleri (inkâr etmeleri) ve âyetlerimi ve resûllerimi alay konusu edinmeleri sebebiyle, onların cezası işte bu cehennemdir.
10 / YUNUS – 7-8 : İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme’ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Ulâike me’vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).
Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar ayetrimizden gafildirler.İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir).
10 / YUNUS – 45 :…, kad hasirellezîne kezzebû bi likâillâhi ve mâ kânû muhtedîn(muhtedîne).
Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah’a mülâki olmayı (Allah’a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimse(ler) olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah’a ulaştıramadılar).
29 / ANKEBUT – 23 : Vellezîne keferû bi âyâtillâhi ve likâihî ulâike yeisû min rahmetî ve ulâike lehum azâbun elîm(elîmun).
Allah’ın âyetlerini ve O’na (Allah’a) mülâki olmayı (ruhlarını hayatta iken Allah’a ulaştırmayı) inkâr edenler; işte onlar, rahmetimden ümidi kestiler. Ve işte onlar ki; onlar için elîm azap vardır.
 25 / FURKAN – 21,22,23 : Ve kâlellezîne lâ yercûne likâenâ….
Ve Bize mülâki olmayı (ulaşmayı) dilemeyenler: “Bize de melekler indirilmesi veya Rabbimizi görmemiz gerekmez miydi?” dediler. Andolsun ki onlar, kendi nefslerinde kibirlendiler ve büyük taşkınlık ederek haddi aştılar. O gün melekleri görecekler, izin günü mücrimlere müjde yoktur. Ve (melekler onlara): “(Size müjde) yasak edilerek haram kılınmıştır.” diyecekler.Ve onların yaptığı amellerin önüne geçtik (amellerini boşa çıkardık). Böylece onu (onların amellerini), savrulmuş toz zerresi kıldık (değersiz kıldık).
Allah’a mülaki olmayı dilemenin aynı zamanda HİDAYET le de kesin ilişkisi vardır.Hem mana bakımından”ikisi de ALLAHA ULAŞMAK hem de Allah’a mülaki olmayı yalanlayanların hidayete ermedikleri yunus/45 te acıklanmıştır.(yukarıda meali var)
   Dalatten kurtulmak,hidayete ermek ve Allahın velisi olmak istemezmisiniz?
            ALLAH RAZI OLSUN